26 Haziran 2014 Perşembe

TAŞRA FİLOZOFUNUN ÖZGEÇMİŞİ

Ali TIFTONUN ÖZGEÇMİŞİ TEK PARÇA :her şey birgün lisedeki felsefe öğretmenimin gel bakalım bak şu pencereden dışarı ne görüyorsun ? demesiyle başladı acemi filozof ali tıfto: baharı görüyorum dedi ağaçlar çiçek açmış,okulun bahçesinde oynayan, koşan, konuşan arkadaşlarımı görüyorum dedi vakarla,o zaman cama vurdu öğretmen işaret parmağıyla tık tık diye duyulan sesin ardından bilgece konuştu öğretmen ey ali tıfto söylediklerine katılmıyor değilim ama önce işte bu camı görmelisin o günden sonra ali tıfto değişti,sonra taşrada pişen ali tıfto ankara illerine gelip ilim tahsil etmek için gazi üniversitesinde felsefe okumaya başladı,değişmişti alı tıfto artık herşeyi önce görmesi gerektiği gibi görmeyi öğrenmişti vakurdu ali tıfto ardından Arda Türker le karşılaştı tıfto o zaman bir şey daha öğrendi ne kadar görürsen gör güçlü bir muhakeme yeteneğin olmasa bir tarzın olmasa al gözüm seyreyle salih görmek neye yarardı ilham aldı ali tıfto yine değişti,: sonra küçük taşra filozofu tıfto ali Duygu Sekitarla Erkan Mutlu Basat la tanıştı artık biraz daha pişen tıfto anladıkı tek parmağını kolayca kırabilirlerdi ama sıkılı bir yumrukla baş etmek ise o kadar kolay değildi,dostluğun kıymetini anladı tıfto iyice değişti, derken derken epey yol alan ali tıfto Başar Soysal lada tanıştı yerim gamı kederi neşeli yaşamak ne kadar güzeldi iyimserliği öğrendi tıfto iyiden iyiye değişti, sonra sonra ali tıfto şehrin üstüne üstüne geldiğini yanlarında kalmakta olduğu teyzesinin evinin kendine ayrılmış odasında yalnız kaldığında anladı tıfto yıkıldı köyünü özledi ,alışamadı ,yalnızlıkla tanışmıştı tıfto hiç değişmediği kadar değişti, okudu tıfto ıvır zıvır değerli değersiz ne varsa yere atılmış avm alışveriş dergilerine varıncaya kadar okudu okudu,sonra şeyh bedrettinle tanıştı tıfto kitaplarda, bu deli sufi kitaplarını fırat nehrine atıyordu ne gerek var diyordu okumaya gönül neye yetmiyor ki diyordu bedrettin,sonra kalbini buldu tıfto daha ne kadar değişeceğim dedi şafak sökerken, daha şafak sökmeden anladı tıfto anladı ki okuduk öğrendik biriktikçe birikti akılda,kafa patlayacak o zaman tıfto konuşmayı ve yazmayı yeniden keşfetti ,her bildiğini yazmaya öğretmeye paylaşmaya başladı,o kadarlada kalmadı kitaplarda öğrenemediğini dostlarından öğrenmeye gayret etti ,ali tıfto dostlarından aldığı kıvılcımla saman yığını gibi için için yanmaya başladı,ali tıftonun o dönem ki mihenk cümlesi şu oldu ''mum başka mumu tutuşturursa parlaklığından bir şey eksilmez'', tıfto önce görmeyi öğrendi,sonra muhakeme etti,sonra kendine bir ifade tarzı buldu,sonra dostluğu kardeşçe paylaşmayı öğrendi,sonra neşeli olmayı iyimserliği,yalnızlığı özlemeyi,alışmayı ve nice şeyler öğrendi,okumayı yazmayı yeniden öğrendi,tutuşmayı,başka mumları tutuşturmayı,neler neler öğrendi tıfto ama bir boşluk vardı dolmayan tıfto onu aramaya başladı epey donanımlıydı tıfto artık,bulurum diyordu bulurum arayan bulur diyorlardı aradı tıfto aradı aradı,bulamadı yıkıldı bütün benliğini yokladı ali tıfto nerde yanlış diye, yanlış yoktu eksik vardı neydi o yeri dolmayan eksik tıfto boğuştu çırpındı ali tıftonun bu dönemki mihenk cümlesi şu oldu ''arayı arayı bulsam izini'', sonra tıfto bir nice aradı da safiyetle neyi nasıl ne yolla bulacağını bilmeden aradı ali tıfto tam ümitsizliğe düşmüştü ki bahçelievlerdeki kelepir kitap evinin kapısı gıcırdadı,gelen suzan dı sen onu nerelerde ararken fakir tıfto o kendi ayağıyla geldi sen onu sevmezden o seni sevdi sen onu görmezken o seni gördü,ve sen onu araken o seni nicedir bulmuştu tıftonun kalpinin kapalı kapılarıda gıcırdadı,o günden sonra tıfto bir daha aramadı özünde eksik olanı örttü yaktı geçmişte var olanı ,kitaplarını suya attı madem kendi ayağıyla gelmişti o tıfto taşrada öğrendiği ilimle kabullendi geleni istenmeden getirilen su zemzem suyundan aziz demişlerdi ondan tatlısını içemezsin ondan tatlısına kanamazsın,öyle ya ali tıfto istemezden gelmişti suzan ali tıfto aşka dair geçmişini yaktı ve o günden bu güne hiç pişman olmadı oda yandı(suzan yakıcı ateş demekti tıfto bir sözlükte öğrenmişti),ali tıftonun bundan sonraki mihenki bu oldu:

Şem'a düşen pervaneler
Gelsin bir hoşça yanalım
Aşka düşen divaneler
Gelsin bir hoşça yanalım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder